simplysimple.
karmaşıklığı yok et! sadelikle bilgelik elde et.
BELGRAD’da Evlilik Teklifi ile Biten Yolculuk

“Seninle dünyayı birlikte keşfetmek istiyorum… Bu yolculuğa birlikte çıkalım mı?”
Evet, bu cümleyle başladı her şey.
Belgrad bizim için sadece bir şehir değil, hayatımızın en özel anısına ev sahipliği yapan yer oldu. Eşimle birlikte ilk yurtdışı seyahatimizdi, dolayısıyla hem heyecanlı hem de unutulmaz bir deneyim yaşadık.
Bir akşam, sadece “biraz yürüyüş yapalım” diye çıktık. Kat kat giyinmiştim — tam bir “akşam serinliği var” hazırlığı. Derken kendimi Belgrad Kalesi’nde buldum. Manzara harikaydı ama karanlıktı… Tam o sırada eşim sırtıma dokundu. Döndüğümde, o meşhur sahne: yerde diz çökmüş, elinde parlayan bir yüzük, gözlerinde o cümleyle bana bakıyordu:
“Seninle dünyayı birlikte keşfetmek istiyorum… Bu yolculuğa birlikte çıkalım mı?”
O an sanki zaman durdu.
Etrafımızda insanlar toplanıp alkışlamaya başladı, hatta herkes “Kiss! Kiss!” diye bir ağızdan bağırmaya başladı
Böylece Belgrad sadece güzel bir şehir olmaktan çıktı, bizim hikâyemizin başladığı şehir oldu.
Ve evet, o anın bir fotoğrafı var

Dönelim başaaa..
Eşimle biz AirSerbia havayolu ile Nikola Tesla Havalimanı’nda indiiikk… Peki ya sonra? Otobüs durakları, yolcu çıkış kapılarının hemen dışarısında, kolayca görülebilir bir konumda. Havalimanında bir miktar Sırp Dinarı (RSD) edinmek faydalı olacaktır, çünkü otobüs biletleri genellikle nakit ve yerel para birimiyle ödeniyor. Biz de havaalanı içerisinde bir miktar Sırp Dinarı almıştık. Biz şehir içi Otobüs Hattı 72 ile yaklaşık 40-50 dk içinde şehir merkezine ulaştık. Bileti otobüs içinde şoförden almıştık. Kartı havalimanındaki gazete bayilerinden (kiosk) veya belirli noktalardan temin edebiliyormuşuz. Şoförden alınan biletler genellikle daha pahalı olduğunu gezi sonrası öğrendik 🙂
Konaklama: Şehrin Kalbinde, Zepter Hotel’de
Belgrad’a gittiğimizde Zepter Hotel’de kaldık. Konumu gerçekten mükemmeldi — her yere yürüyerek ulaşabiliyorsun.
Otelin çevresi restoranlarla, kafelerle ve tarihi yapılarla dolu. Sabah kahveni içip şehre karışmak için birebir.
Küçük tavsiye: Eğer şehirde romantik bir kaçamak planlıyorsan, merkeze yakın konaklama şart. Belgrad’ın geceleri yürümeye fazlasıyla değer!
Keşif: Müzeler, Sokaklar ve Küçük Notlar
Belgrad insanı sıcak, içten ve konuşkan. Balkanlarda her yerde görebileceğiniz gibi burada da pekara’ları (fırın) sık sık göreceksiniz 🙂
Sokakta yardım istediğinde hemen ellerinden geleni yapıyorlar.
Birçok müzeyi gezdik; en çok Nikola Tesla Müzesi’ni sevdik.

Sırbistan Tarih Müzesinde eşim müze defterine bir not yazıp bıraktı:
“Bu şehir bana hayatımın aşkını verdi.”
Ne kadar sade ama ne anlamlı, değil mi?

Gezilecek Yerler
Kalemegdan (Belgrad Kalesi): Şehir manzarası ve gün batımı burada HARİKA. Tarihin, Tuna ve Sava nehirlerinin buluşma noktasının ve yemyeşil parkları bu noktadan izlemek mükemmeldi.
Cumhuriyet Meydanı (Trg Republike): Belgrad’ın kalbi diyebiliriz. Sırbistan Ulusal Müzesi ve Ulusal Tiyatro’yu burada görebilirsiniz.
Knez Mihailova Caddesi: Kahve molası, alışveriş ve insan gözlemi için birebir. Şehrin en hareketli ana yaya caddesi.
Skadarlija: Eski Belgrad havası, canlı müzik ve romantik akşam yemekleri için. Bohem ruhlu, Arnavut kaldırımlı bu sokak, şehrin Montmartre’ı olarak bilinir.
Nikola Tesla Müzesi: Küçük ama etkileyici. Bilim severler kaçırmasın. Dünyayı aydınlatan dâhinin kişisel eşyaları ve icatlarını deneyimlemek için harika.(Şüko’ya ait trol video aşağıda yer alıyor :d )
Aziz Sava Katedrali: Dünyanın en büyük Ortodoks kiliselerinden biri. Muazzam mimarisi ve altın mozaikleriyle Belgrad’ın en görkemli yapısı.
St. Alexandar Nevsky Sırp Ortodoks Kilisesi: Kalabalık turistik bölgelerden uzak, geleneksel Sırp-Bizans mimarisine sahip bir kilise.
Belgrad Taşmeydan Parkı (Tašmajdan Park): Şehrin ortasında büyük, ferah bir dinlence alanı. Tarihi Aziz Mark Kilisesi’ne ev sahipliği yapıyor.
Ada Ciganlija: Belgradlıların “Deniz” dediği, Sava Nehri üzerindeki yapay göl ve plaj alanı. Yaz aylarında yüzmek, spor yapmak ve kafe-barlarda vakit geçirmek için idealmiş.
Belgrade Waterfront: Sava Nehri kıyısında, eski sanayi bölgelerinin yerini alan iddialı bir kentsel dönüşüm projesidir. Burası, Belgrad’ın tarihi dokusuna yepyeni, lüks ve çağdaş bir boyut katıyor. Eğer Belgrad’ın sadece eski kısımlarını değil, aynı zamanda geleceğe dönük yüzünü de görmek isterseniz, buraya mutlaka uğramalısınız. Şehrin yeni, çağdaş yüzünü temsil eden geniş yürüyüş yolları ve restoranlar var.
Yugoslavya Müzesi: Yugoslavya tarihi ve Mareşal Tito’nun anıt mezarı (Çiçekler Evi) burada bulunur. Yakın tarihe ilgi duyanlar ve Soğuk Savaş dönemini merak edenler için önemli bir durak.
️ Ne Yenir?
Belgrad mutfağı bol etli ve doyurucu!
Ćevapi: Küçük köfteler, taze ekmekle servis ediliyor.
Pljeskavica: Sırp usulü burger, devasa boyutuyla efsane.
Palacinke: Tatlı severlere özel, krepin çikolatalı hali. (ben bayıldımmm!)
Rakija: Sırbistan’ın meşhur erik rakısı — tadımlık yeterli!
Pratik Bilgiler
- Ulaşım: Şehir yürüyerek gezilebilir boyutta.
- Para Birimi: Sırp Dinarı (RSD). Ancak küçük bir uyarı — rakamlar devasa! 5000 dinar, kulağa milyonlar gibi geliyor. Eşim de bu duruma kendi çözümünü bulmuştu: “500 para, 3000 para veriyorum” diye diye tüm tatil boyunca Sırbistan ekonomisini yeniden adlandırdı
- Hava Durumu: Kışın sıkı giyinin (bizzat test edildi )
- Dil: İngilizce genelde anlaşılıyor herhangi bir sorun yaşamadık
*Nis Notu
Vizesiz gidebileceğiniz en güzel yerlerden biri olmasının yanı sıra ”buraya tekrar gelinir yaaa” cümlesi ile geziyi sonlandıracağınız bir yer. Bizim hikâyemiz burada başladı — kim bilir, belki seninkisi de burada başlar.








